Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyonu Nedir?
Doğum sonrası depresyon, bazı kadınlarda doğum yaptıktan sonra meydana gelen fiziksel, duygusal ve davranışsal değişikliklerin karmaşık bir karışımıdır. Bu depresyonun bir diğer adı postpartum depresyonudur.
Ruhsal bozuklukları tanı el kılavuzu olan DSM-5’e göre, PPD doğumdan sonraki 4 hafta içinde başlayan bir majör depresyon şeklidir. Doğum sonrası depresyon tanısı, yalnızca doğum ile doğum arasındaki sürenin uzunluğuna değil, depresyonun ciddiyetine de dayanır. İnsanlar bebek sahibi olduktan sonra hormonal, fiziksel, duygusal, finansal ve sosyal değişimler yaşarlar. Bu değişiklikler doğum sonrası depresyon belirtilerine neden olabilir. Bu terim, birçok yeni annenin yaşadığı birçok fiziksel ve duygusal değişikliği tanımlar. PPD ilaç ve psikolojik danışmanlık ile tedavi edilebilir. Doğum sonrası depresyonunuz varsa, yalnız olmadığınızı, bunun sizin suçunuz olmadığını ve yardımın orada olduğunu bilmek önemlidir. Uzman bir kişiden terapi almak, semptomlarınızı yönetmenize ve daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.
Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Postpartum depresyon belirtilerini tespit etmek çoğu zaman zor olabilir. Doğum sonrası depresyonu yasayan birçok kadın doğumdan sonra şu semptomlara sahiptir:
- Uyku problemi
- İştah değişiklikleri
- Şiddetli yorgunluk
- Düşük libido
- Sık değişen ruh hali
PPD ile bu belirtiler doğumdan sonra tipik olmayan diğer majör depresyon belirtileriyle birlikte gelir ve şunları içerebilir:
- Bebeğinize ilgi duymamak veya onunla bağ kurmuyormuşsunuz gibi hissetmek
- Sürekli ağlamak, genellikle sebepsiz yere gelen krizler
- Depresyon hali
- Şiddetli öfke ve huysuzluk
- Zevk kaybı
- Değersizlik, umutsuzluk ve çaresizlik duyguları
- Ölüm veya intihar düşünceleri
- Başka birine zarar verme düşünceleri
- Konsantre olma veya karar verme sorunu
Doğum sonrası depresyon ne kadar sürer?
Doğum sonrası depresyon, çocuğunuz doğduktan bir yıl sonrasına kadar sürebilir. Ancak bu, bir yıl içinde “iyileşmiş” hissetmeniz gerektiği anlamına gelmez. Belirtileriniz ve tedaviniz hakkında uzmanınızla konuşmak daha net bir bilgi sağlar. Nasıl hissettiğiniz konusunda dürüst olmak’ teşhisin başlangıcında olduğundan daha iyi hissedip hissetmediğinizi dikkatlice düşünmek ve fark etmek sureci değiştirebilir. Ardından, semptomları devam eden kişiler için terapi sureci önerebilirler.
Doğum sonrası depresyona ne sebep olur?
Doğumdan sonra hormonlardaki hızlı düşüş ile depresyon arasındaki bağlantıyı belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Östrojen ve progesteron seviyeleri hamilelik sırasında on kat artar ancak doğumdan sonra keskin bir şekilde düşer. Doğumdan üç gün sonra, bu hormonların seviyeleri hamilelik öncesi seviyelere geri döner. Bu hormonel değişikliklere ek olarak, bebek sahibi olmanın getirdiği sosyal ve psikolojik değişiklikler de doğum sonrası depresyon riskini artırır. Bu değişikliklere örnek olarak vücudunuzdaki fiziksel değişiklikler, uykusuzluk, ebeveynlikle ilgili endişeler veya ilişkilerinizdeki değişiklikler dahildir.
Doğum sonrası depresyonda terapi süreci nasıl işler?
Postpartum depresyonu, belirtilerinizin türüne ve şiddetine bağlı olarak farklı şekilde tedavi edilebilir. Tedavi seçenekleri arasında antidepresan ilaçlar, psikoterapi (konuşma terapisi veya bilişsel davranışçı terapi) ve destek grubu katılımı yer alır. Çeşitli psikoterapi türleri (bazen “konuşma terapisi” veya “danışmanlık” olarak adlandırılır) perinatal depresyonu olan kadınlara yardımcı olabilir. Postpartum depresyonu tedavi etmek için kullanılan kanıta dayalı yaklaşımların iki örneği, bilişsel davranışçı terapi ve kişilerarası terapiyi içerir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
BDT, depresyon ve anksiyetesi olan insanlara yardımcı olabilecek bir psikoterapi türüdür. İnsanlara farklı düşünme, davranma ve durumlara tepki verme yollarını öğretir. İnsanlar, depresif ve endişeli duygu ve duygularını iyileştirmenin bir yolu olarak yararsız düşünce ve davranış kalıplarına meydan okumayı ve değiştirmeyi öğrenirler.
Kişilerarası Terapi
Postpartum depresyonu da dahil olmak üzere depresyonu tedavi etmek için kullanılan kanıta dayalı bir terapidir. Kişilerarası ve yaşam olaylarının ruh halini etkilediği ve bunun tersi olduğu fikrine dayanır. Amacı, insanların ilişkilerde iletişim becerilerini geliştirmelerine, sosyal destek ağları kurmalarını ve depresyonlarına katkıda bulunabilecek krizler veya diğer sorunlarla başa çıkmalarına olanak tanıyan gerçekçi beklentiler geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Şişli Terapi Enstitüsü olarak uzman kadromuz ile farklı psikoterapi yöntemleri çalışılarak destek sağlıyoruz. Kendi içsel yolculuğunuza bir adım atmak isterseniz, bizlere 0552 347 00 20 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. *** Bu yazıda verilen bilgiler teşhis ve tanı içermemektedir.***