Kayıp ve Yas

Kayıp ve Yas

Yas Süreci Nasıl İlerler?

Kayıp ve yas, birçok insan tarafından kayıp  sonrasında yas sürecini yaşantılar ve izleyen haftalar içinde yaşamlarına yeniden uyum sağlayabilir. Ancak kayıp ve yas süreci her zaman her insan için aynı anlamı barındırmadığı gibi benzer şekilde süreç ilerlemez.

Oldukça karmaşık olabilen yas süreci kayba ilişkin acı, öfke, özlem, üzüntü, yaşamı sürdürmede güçlük hissettirebilir. Yanı sıra kayba ilişkin zihnin sürekli meşguliyeti ve geleceğe dair umutsuzluk gibi özelliklerle karakterize olabilmektedir. Psikolog ve terapistlere göre tam da bu karakteristik özellikleri nedeniyle karmaşık yas süreci birçok terapötik yaklaşım için bir ilgi odağı haline gelmektedir. Herhangi bir teoriye bağlı kalmaksızın terapinin genel olarak amacı; kayıpla birlikte sonsuza kadar değişen yaşamlarını yeniden uyum sağlama sürecinde, yas tutan kişiye destek sağlamak olarak tanımlanabilir. Bir diğer değişle, kaybedilen kişi olmadan hayata yeni bir anlam kazandırma yolunda aşamalı bir keşiftir.

Birini Kaybetmenin Duygusal Süreci Nelerdir ?

Psikolog ve terapistlere göre kayıp yaşantıları da dahil olmak üzere deneyimlerimizi ve edindiğimiz bilgilerin tümünü organize etmekte hayatın temel unsurlarından biridir. Bu nedenle, bu tür tekrarlayıcı düşünceler normal zamanlarda olduğu kadar travmatik yas sürecinde de sıklıkla görülebilmektedir. Ayırt edici nokta, patolojik yas süreçleri için tekrarlayıcı düşüncelerin soyut mu yoksa somut düşünceler mi olduğudur. Örneğin ani kayıplarla ilişkili olarak soyut düşünceler “Bu neden benim başıma geldi?” gibi varoluşsal sorular ya da “zayıfım” gibi olumsuz kişisel değerlendirmeler içerebilir. Baş edilemeyen kayıp ve yas duygularına yönelik olarak psikoterapi aslında kayıp üzerinden ‘anlamsal olarak neyin kaybedildiğini’ araştırır.

Yas Danışmanı Nedir?

Yas danışmanlığında etkili yaklaşımlardan biri olarak bilişsel davranışçı terapilerin; karmaşık yasla çalışırken sürece bir müdahale biçimlerini ilişkin ortaya koyduğu yaklaşımlar ile birlikte kayıp sonrası uyum sürecine ilişkin varsayımlarına da genel olarak değinmekte yarar vardır. Bu varsayımların terapi odaklı herhangi bir yaklaşımı incelerken yol haritası niteliğinde bir çerçeve sunacağı düşünülmektedir. Yas, kayba ilişkin normal hatta gerekli bir tepkidir. Bununla birlikte kayıp sonrasında sağlıklı bir uyum sürecini kolaylaştıran duygusal tepkilerle (üzüntü, keder, acı) duygusal stresi arttıran ve uzatan duygusal tepkiler (kaygı, korku, değersiz hissetme) arasındaki farka dikkat edilmelidir. Psikolog ve terapistler bu süreci travmatik olarak deneyimleyen ya da üstesinden gelmekte zorlanan bireylere yardımcı olmaktır.

Bilişsel Davranışçı Terapi Yaklaşımı

  • Birincisi; kişinin inançları, duyguları ve davranışları arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasıdır,
  • İkincisi; danışanlara işlevsel ve işlevsel olmayan düşünme biçimlerini tanımlamakta ve değerlendirilmekte yardımcı olmaktır,
  • Üçüncüsü ise; travmatik süreci kolaylaştıracak alternatif düşünce biçimlerinin geliştirilmesinde danışanın destek olmaktır

Psikodinamik Terapi Yaklaşımı

Psikodinamik Terapi kaybın birey için anlamına odaklanır. Kayıp ve Yas deneyimi çok özel ve öznel bir durumdur. Bu süreçte birey kayıp nesne ya da nesneleri üzerinden benliğine, duygularına, toplumsal rollerine dair bir kayıp hissi yaşantılayabilir. Başka bir ifade ile görünürde ‘bir şeyi’ kaybeden birey aslında birçok şeyi kaybettiğini hissediyor olabilir. Yas sürecinin uzaması depresyona, bazen de kronik depresyona yol açabilir. Bu durumda nesne kaybı üzerinden ortaya çıkan depresyonun farkında olmak önemlidir.

Freud’a göre yas sadece sevilen birinin kaybına değil, duygusal anlamlar yüklenen bazı soyut nesnelerin de kaybına duyulan tepkileri barındırır. İnsan, doğası gereği kayıp sonrasında yas sürecini yaşantılar. Yas kaçınılmaz bir acı anlamına gelse de ruhsallık için bir o kadar da gereklidir. Yasın yaşantılabilmesi bilinçdışının sağlıklı çalıştığını da gösterir. Ancak bu sürecin uzaması bir hastalık olan depresyona neden olabilir.

Yas ve Depresyonun net olarak ayırt edilebiliyor olması da klinik değerlendirme açısında oldukça önemlidir. Yas sürecinde gündelik uğraşlara karşı bir geri çekilme ortaya çıkar. Bu geri çekilme bireyin çevreye yönelik ilgisinin azalmasına ya da tamamen ortadan kaybolmasına, yeni bir nesneye yatırım yapmasında bir zorluğa neden olur. Yanı sıra eylemde tutukluluk ve suçluluk duyguları içerebilir. Freud’a göre yas, bireyin yaşama yönelik takındığı tavrı etkilemektedir. Freud, yas sürecinin kaybı yaşayanın sevgi nesnesine yaptığı duygusal yatırımın dönüştürülerek başka sevgi nesnelerine aktarması ile ancak sonlanabileceğini savunmuştur (Genlik, 2012:6). Bu bağlamda yasın en önemli özelliği kişinin yitirilen nesnelerle parçalanan iç dünyasının yeniden dönüşüme uğraması ve egonun  içine sevgi nesnesi yerleştirilebilmesidir (Klein, 2008:260).

Yaşadığını kayba yönelik olarak psikolojik destek almak isterseniz bize ulaşabilirsiniz. Şişli Terapi Enstitüsü bünyesinde çalışan psikologlar Kayıp, Yas ve Depresyon alanlarında uzmanlaşmıştır. Randevu ve Bilgi için 02123470020 05523470020 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.      

Facebook
Threads
LinkedIn
X