Duygusal Yeme Nedir?

Duygusal Yeme

Beslenme, insanlığın var olduğu tarihten beri hayatta kalabilmek için gereken en temel ihtiyaç olmuştur. Yaşamın devam etmesi için gereken beslenme ihtiyacı gün geçtikçe insanlar için bir ihtiyaç olmanın yanı sıra oldukça tatmin edici, keyfi bir durum haline gelmiştir.

Keyif halinin yanı sıra bazı besinler, içerdiği hormonlar dolayısıyla bağımlılık haline bile gelebilmektedir. Ek olarak insanların az yemek ya da çok yemek gibi davranışları da sağlık için tehlikeli bir durum olabilir. Anlaşıldığı üzere beslenmenin faydaları kadar zararlarının da olduğu bilinmektedir. Ayrıca beslenme alışkanlıkları, günlük yaşantımızda gündemden düşmeyen konulardan bir tanesidir. Ancak bütün bu konuları düşündüğümüzde bakmamız gereken önemli bir nokta daha olduğunu görüyoruz. Bu da beslenme ve psikoloji ilişkisi. İnsanlar yemekleri sadece fiziksel ihtiyaçları için beslenmezler. İnsanların birçoğu aynı zamanda kendini ödüllendirmek, rahatlamak ya da stresten kurtulmak amacıyla yemek yerler.

Bunun sebebi fizyolojik olarak bedenin, sindirim durumuna geçtiğinde gevşemesi ve stresten uzaklaşmasıdır. İnsanlar bu konunun üzerinde spesifik olarak düşünmeseler de olumsuz duyguların üstesinden gelebilmek için yemek yemeyi keşfetmişlerdir. Kendini kötü hisseden bir kişinin, stresinin üstesinden gelmek için dondurma yemesi bu duruma bir örnek olabilir. Tam da bu noktada duygusal yeme dediğimiz kavram ortaya çıkıyor. Duygusal yeme, kısaca kişinin genellikle olumsuz duygularını kontrol edebilmesi için açlık hissetmediği halde beslenmeye yönelme halidir. Geçici olarak alınan rahatlık hissi, kişiyi olumsuz duygulardan bir süre uzaklaştırabilir. Fakat açlık olmadığı durumlarda yemek yemeye devam etmek, getirdiği rahatlık hissinden daha fazla zarar sağlayabilir. 

Neden Duygusal Olarak Yemek Yeme İhtiyacı Hissederiz?

İnsanlar günlük yaşantılarında çok fazla strese ve sıkıntıya maruz kalabilirler. Bir insanın baş etme mekanizmaları yetersiz kalıyorsa, öğrenilmiş bir şekilde yemeğe yönelebilir. Bu durumun fizyolojik mekanizmaları tam olarak keşfedilmemiştir. Ancak deneyler ve tahminler besinlerdeki hormonların, beyni etkilemesi ve haz duygusu yaratması üzerinde durur. Bir başka açıdan düşünecek olursak, bebeklikte ve çocuklukta bazen sıkıntılı durumlar yaşanabilir. Bu durumlarda bakım verenler (anne, baba vs.) çocuğun ağlamaması için ona yiyecek verirler. Yaşları dolayısıyla dış dünyadaki uyaranlara oldukça açık olan bu çocuklar, yenilebilen bir şeye yönlendirilirler ve ağlamaları durur.

Bir başka deyişle sıkıntılarını unuturlar ve yemeklerine odaklanırlar. Bir diğer durum ise annelerin çocuklarının yeme durumları ile aşırı derece ilgili olmasıdır. Sürekli olarak iyi ve dinç olması, yemek yemesiyle ilişkilendirilen ve zorla yemek yedirilen çocuk, bir süre sonra ilgi kaynağı olarak yemek yemeyi temel alabilir. Ya da bir çocuk iyi bir şey yaptığında, ödül olarak hamburger yemeye götürülebilir. Böylece çocuk ilgi ve sevgi yolunun yemekten geçtiğine ikna olur. Duygusal yeme genellikle stres, depresyon, öfke, kızgınlık ya da anksiyete gibi olumsuz duyguları düzenleyebilmek için ortaya çıkar. 

Duygusal yeme davranışında bulunan kişilerin günlük olaylara bakış şekilleri, geçmişindeki sevme ve değerli hissetme gibi temel ihtiyaçların karşılanmış ya da karşılanmamış olması da önemli bir ektendir.  Psikolojik olarak temel ihtiyaç olan sevme ve değerli hissetme duyguları kişide karşılandığında, bu duyguları yaşamda fayda sağlayacağı kaynaklar olarak zihninde kodlar. Kişi sıkıntılı durumlarla karşılaştığında bu kaynaklarını kullanabilir. Fakat duygusal besin kaynakları yeterince karşılanmamış kişiler, içlerindeki duygusal boşluğu doldurmak amacıyla bir şeyler atıştırmayı seçebilirler. Böylece duygusal yemeye yönelen kişi, içindeki duygusal boşluğu fizyolojik boşluğuyla karıştırmış olur.

Fiziksel Açlık ve Duygusal Açlık Farkı 

Duygusal yemenin hem psikolojik hem fizyolojik zararları vardır. Zararlı bir davranışın üstesinden gelebilmek için önce farkındalık sahibi olmak gerekir. Ve duygusal beslenme başa çıkabilmek için en önemli nokta açlığın fiziksel mi duygusal mı olduğunun farkına varabilmektir.

Duygusal açlık ve fiziksel açlık arasında bazı farklar vardır. Örneğin duygusal acıkma birden oluşur ve anında yemek yeme ihtiyacı hissettirir. Fiziksel açlık zamanla ortaya çıkar ve fiziksel açlığa dayanabilme toleransı daha fazladır. Duygusal açlık tam o anda yemek istediği için daha hızlı ve kolay ulaşılabilir besinlere ihtiyaç duyar. Fast food ya da tatlı yiyecekler bir örnek olabilir. Bir diğer fark ise fiziksel açlık doyma hissi sağlar. Fakat duygusal yeme doyma hissi sağlamaz.

Duygusal yeme sonucunda aşırı yeme ile karşı karşıya kalınabilir. Duygusal yemek yeme davranışından sonra çok fazla yenilen yemek; suçluluk, utanç ve pişmanlık gibi duygular hissettirebilir. Fakat fiziksel açlık ve yeme durumunda utanç, suçluluk gibi duygular hissedilmez. Çünkü her insanın ihtiyacı olan beslenme ihtiyacının yerine getirildiği bilinir. Hem duygusal yeme altında yatan olumsuz duygular ile hem de sonrasında yaşanılan olumsuz duygular ile başa çıkmak zor olabilir.

Psikoterapi yardımı almak, beden ve duygu farkındalığınızı arttırmanızda yardımcı olabilir. Duygusal yeme yaşadığınızı fark ediyorsanız ve bu durumun üstesinden gelebilmek için bir psikoloğa ihtiyaç duyuyorsanız, Şişli Terapi Enstitüsünden randevu alabilir; kendinize iyi gelmek için bir adım atabilirsiniz.  

Facebook
Threads
LinkedIn
X

Benzer Yazılar