Etken Teknik (Active technique)
Etken Teknik (Active technique), Sandor Ferenczi tarafından (1919a, 1921) psikanalitik tekniğe getirilen belirli müdahalelere atıfta bulunan bir terimdir. Başlangıçta, iki tür müdahale vardı: (1) Yönergeler: bastırılmış dürtülerin açık eylemlere dönüştürülmesini amaçlayan müdahaleler ve (2) Yasaklar: bastırılmış dürtüler eylemlere dönüştürüldükten sonra, hastanın bu çok eylemleri durdurması için yapılan talimatlar. Bu müdahalelerin ardındaki düşünce, belirli bir miktar dışa vurumun, bastırılmış materyalin hatırlanmasını kolaylaştıracağıydı. Daha sonraki bir çalışmada, Otto Rank ile birlikte yazılan bir çalışmada (1924),Etken Teknik (Active technique)’in üçüncü bir bileşeni tanıtıldı: (3) Tedavi sonlandırma için bir son tarih belirleme: Bunun amacı, ulaşılamaz içgüdüsel hedeflerin yasını kolaylaştırmaktır. Ferenczi’nin “Etken Teknik (Active technique)” üzerine yaptığı bu ilk çalışmalar daha sonra terk edilse de, onun teknik üzerine düşüncelerinin yankıları psikanalizin klinik odalarında duyulmaya devam etti. Sigmund Freud’un fobiklere korktukları nesnelerle yüzleşmeleri yönündeki talimatı (Alexander & French, 1946’da alıntılandığı gibi), bunun sadece bir örneğidir. Birkaç on yıl sonra, Harold Kolansky ve Henry Eisner (1974), dürtü bozuklukları ve bağımlılıkların önlenemeyen gelişim aşamalarını bozmak için “şımartma” hakkında konuşmuş, böylece daha analiz edilebilir psişik çatışmaları harekete geçirmiştir. Benzer bir düşünce, Charles Socarides’in (1988) cinsel sapkınlıkların tedavisi, Otto Kernberg’in (1992) yoğun zevkli nefret ve Salman Akhtar’ın (1996) patolojik iyimserlik üzerine teknik duruşlarına da yansımıştır. Ferenczi’nin “Etken Teknik (Active technique)” ve diğer terapötik deneyleri etrafındaki Freud-Ferenczi tartışması için, Andre Haynal’ın (1988, 2005), Axel Hoffer’ın (1991, 2006; Hoffer & Hoffer1999) ve Peter Hoffer’ın (2003, 2008) katkılarına bakılabilir.