Abreaksiyon

Abreaksiyon, Sigmund Freud tarafından 1893 yılında, bir travma ile ilişkilendirilen bastırılmış duyguların bunun hakkında konuşarak boşaltılabileceğini belirtmek için kullanılan bir kavramdır. Bu, ‘belirli bir an veya problemin odak noktasına getirilmesi’ ile gerçekleşen duygu salınımı, Freud’un erken dönemde histerik dönüşüm semptomlarını tedavi etme yönteminin temel taşını oluşturmuştur. Ancak, psikanalizin evriminin daha sonraki aşamalarında, abreaksiyonun tedavi yöntemine merkeziliği yerini yorumdan türetilen içgörüye bırakmıştır. Yine de, Edward Bibring (1954) tarafından geniş çapta okunan ‘Psikanaliz ve dinamik psikoterapiler’ adlı makalesinde abreaksiyonu, psikanalizin beş terapötik aracından biri olarak belirtmiştir (diğer dördü ‘öneri’, ‘manipülasyon’, ‘açıklama’ ve ‘yorum’dur; her biri için bu sözlükte ayrı girişler bulunmaktadır). Bibring, abreaksiyonu veya ‘duygusal yeniden yaşama’yı, hastaya bastırılmış materyalin gerçekliğini kanıtlama ve güvenilirlik kazandırma olarak görmüştür. Vamik Volkan (1976) bu görüşe katılmış, ancak abreaksiyonun ‘klasik’ anlamda da tedavide gerçekleştiğini eklemiştir. O, abreaksiyonun ‘duygusal taşkınlık’tan (ayrı bir girişe bakınız) ölçülü bir sekonder süreç işlevselliği ve gözlemleyen benliğin korunduğu şekilde farklı olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak, abreaksiyon sırasında hasta, duygusal ve düşünsel deneyim alanları arasında bağlantılar kurabilirken, duygusal taşkınlık sırasında bunu yapamaz.

Facebook
Threads
LinkedIn
X