Gerçek Kendilik Nedir?
Psikolog James F. Masterson’ın kuramında ‘gerçek kendilik’ kavramı sıklıkla kullanılmaktadır. Gerçek kendilik, genel bir tanımla, kişinin kendini tanıması ve tüm bağımlılıklarını çözümlemesi neticesinde her hususta ‘kendi olarak’ daha varoluşsal bir yaşantı sürdürebilmesidir.
Masterson’a göre gerçek kendilik, doğduğumuzdan itibaren her insanda var olan bir ‘kendin olabilme’ Potansiyelidir. Buradan yola çıkarak bireyin gerçek kendiliğini ortaya çıkarmaya yönelik sergilediği tüm davranış modelleri, Masterson tarafından ‘kendilik aktivasyonu’ olarak nitelendirilmiştir. Masterson, her insanda gerçek kendiliğini ortaya çıkarmaya yönelik bir iç motivasyon ve eyleme geçme isteği olduğunu kabul eder.
Ancak kişilik gelişimi üzerinde etkili olan; genetik birtakım aktarımlar, yetiştirilme tarzı, eğitim, ait olunan kültür ya da karşılaşılan birtakım olumsuz yaşam olayları ve kişide birtakım gelişimsel duraksamalara ya da savunma mekanizmalarına neden olarak gerçek kendiliklerini ortaya çıkarmasına engel teşkil eder.
Jung ise, gerçek kendiliği, başlangıçtan beri olan bir tasarım; ya da bireyin birlik bütünlük ve en büyük hayallerine olan ihtiyacını ifade eden bir arketip olarak görüyordu. Onun tedavideki hedefi, kendi kendine aktive etme ve kendi kendini gerçekleştirmeydi. Bilinç dışı, kolektif ve kişisel olmak üzere ikiye bölünerek önem açısından zayıflatılmıştı. Jung’un tedavisi aynı zamanda kısa süreli, daha seyrek ve derinliksizdi.
Adler ise, hayat tarzının, kendilikle ilgili aşağılık duygularının savunmacı aşırı telafisi olduğunu ve bu yüzden de gerçek, yaratıcı kendiliğin ortaya çıkmasını engellediğini düşünüyordu. Onun tedavisi de kısa süreli, seyrek ve daha sığdı.
Erikson, kendiliği şu şekilde açıklamıştır: “Ben’in, daha önce nerede olduğunu ve bundan sonra nereye gideceğini bilmeden; vücudu, karakteri ve hayatla bağlantılı rolleri gördüğü ya da deneyimlediği zaman yansıttığı şey, birleşik kendiliğin bizi oluşturan çeşitli kendiliklerdir.” Erikson, psikanalistlere kastettikleri asıl şeyin ‘Ben’in bir nesnesi olarak kendilik olduğu durumlarda, ego kelimesini kullanmaya devam etmelerini tavsiye etmiştir.
Gerçek Kendiliğin Gelişimi
Gerçek kendilik, erken gelişimde ortaya çıkar, latent evrede ve ergenlikte gelişir ve yetişkinlikte gerçekliğe eklemlenmesi gerekir. Bunun içeriği ya da yapı taşları; biyolojik ve genetik miraslardan, bireyin kendi vücudundan gelen algısal duyumsamaların yanında; çevresiyle başa çıkabilme konusunda giderek iyileşen becerisidir. Mahler ve McDevitt (1982), bu konuyu şu şekilde açıklamıştır: ” çocuğun annesinin ve sonra başkalarının yüzlerini, önce bakışlarla sonra da dokunarak tetkik ediş biçimiyle, kendisine ve kendi vücudunu yoklayıp tanıyıp biçimi arasında benzerlikler olmasına rağmen; Farklılaşma evresi boyunca beklenen ortalama koşullar altında çocuğun dikkatinin kendisinden çok annesinde olduğu da akılda tutulmalıdır. Çocuk zevk veren ve hoş olmayan fiziksel duygulara yol açan kişinin anne olduğunu sezer.
Kısaca, farklılaşma için de kritik bir noktada duran anne, çocuğun mutluluğu açısından da kaçınılmaz bir figür halindedir. Gelişimsel hareketin bir sonucu olarak, özdeşleşme ve içe yansıtma süreçleri sayesinde çocuk, annesinin onun için sergilediği ego işlemlerini içselleştirir ve daha iyi birer algı, engellere karşı hoşgörü, dürtü kontrolü ve ego sınırları kazanır.
Sahte Kendilik Nedir?
Masterson, ‘gerçek kendilik’ olgusunu diğer sağlıksız davranışlardan ayırabilmek amacı ile ‘sahte kendilik’ kavramını ortaya koymuştur. Ona göre kimsenin; değerliliği, sevgiyi ve ilgiyi başkalarının gözünde hissedebilmek amacı ile sergilediği tüm davranışlar, aslında sahte bir kendiliği oluştur. Bu bağlamda; her fırsatta kendinin ne kadar değerli ve önemli birisi olduğu vurgusunu yapmaya çalışan bireyler, kişiliklerinden ödün verici bir şekilde başkalarına bağımlı bir yaşam sürdürmek zorunda kalanlar ya da başkaları tarafından gelebilecek kırılmalara ve incinmelere katlanamayacaklarını düşünerek çeşitli özgüven sorunları yaşayan kişilerin hepsi aslında ‘sahte kendilik’leri ile yaşamda var olma çabası içerisindedir.
Masterson, sahte kendilikle bir yaşam sürmeyi, insanın doğasına ters bir durum olarak görmüştür. Aslında sahte bir kendilik geliştirmiş bir kişinin, bilinç dışı derinliklerinde bu durumdan rahatsız olan ve bunu değiştirmeye yönelik adımlar atmaya çalışan bir kendilik çekirdeği bulunduğunu düşünmektedir.
Faydalanılan kaynak:
Masterson ,James F. (2010). Gerçek Kendilik, Çev: Pınar Üzeltüzenci, Litera Yay., İstanbul.