Klostrofobi Nedir?
Klostrofobi kelimesi, Latince kökenli iki kelimenin birleşimiyle oluşmuştur:
- Claustrum: “Bir kapatma aracı; kapatılmış bir yer, sınır kalesi” anlamına gelir.
- -Phobia: “Korku” anlamına gelir.
Bu iki kelimenin birleşimiyle “kapalı alan korkusu” anlamına gelen klostrofobi kelimesi oluşmuştur.
Klostrofobi, kişinin kapalı alanda kalma korkusudur. Klostrofobide kişiler kapalı, dar ve küçük alanlarda kalmaktan korkarlar. Bu yerlere girdiklerinde panik atak geçirmekten, nefessiz kalmaktan ve hatta boğuluyormuş hissine kapılmaktan çok fazla endişe duyarlar. Kimisi odada kilitli kalmaktan dahil korku duyar.
Bu hastalığın boyutu kişiden kişiye göre farklılık gösterir. Klostrofobisi olan bir birey, bulunduğu ortamda sıkışıp kalmış hisseder ve sanki duvarlar üzerine geliyormuş gibi algılar.
En sık görülen şekliyle kişi kendini nefes alamıyormuş ve nefessiz kalmış hisseder. Bunun devamında panik nöbetleri görülmeye başlanır. Panik nöbetleri özellikle kapalı bir mekana girildiğinde ve girme ihtimali belirdiğinde ortaya çıkan çok yoğun kaygının yansımasıdır.
Kişi bu kaygıyı yaşamaya başladığı an vücudunda;
Baş dönmesi, titreme, çarpıntı, terleme gibi farklı reaksiyonlar gerçekleştirir.
Zihinde ise;
Bayılacakmış hissi duyma ve kaygıyla gelen ağlama krizleri başlar.
Bu korkuları üst üste yaşayan kişi, uçağa binmekten, asansöre binmekten, tiyatro ve sinema gibi kapalı salonlara gitmekten korkar ve bu tarz ortamlardan kaçınır.
Klostrofobinin Nedenleri Nelerdir?
Klostrofobinin ele alabileceğimiz tek bir nedeni yoktur.
Yetişkinliğe erişmeden önce yaşanan kabul edilemez olaylar, bu hastalığın oluşumuna yol açabilir. Bu olaylar arasında, çocuğun cezalandırma amacıyla bir yere kilitlenmesi ve kilitlendiği yerde uzun süre kalması yer alır. O an yaşanan düşünceler ve duygular da bu hastalığın tetikleyicileri arasındadır.
Klostrofobi, çocukluk çağı dışında yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabilir. Panik atak, agorafobi ve travma gibi durumlar, bu fobinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Klostrofobi de Terapi Süreci
Bu durum kişinin günlük hayatını etkileyecek, ruh sağlığını bozacak bir seviyedeyse mutlaka psikiyatriste başvurulmalıdır. Depresyon ve anksiyete gibi durumlarda, tedaviye yardımcı olması için ilaç tedavisi düşünülebilir.
Klostrofobi terapisinde en sık kullanılan terapi yöntemi bilişsel-davranışçı terapidir. Bilişsel-Davranışçı Terapi yöntemi ile kişilerin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeleri sağlanır. Bu durum kişinin hissetmiş olduğu korkunun gerçek dışı bir korku olduğunu ayırt edebilmesine yardımcı olur.
Maruz bırakma adı verilen yöntem en yaygın kullanılan davranışçı tekniktir. Bu teknikte kişinin korkularıyla gitgide artan bir derece ile yüzleşmesi hedeflenir.
Başlangıçta sıkıntılı ve korku verici olan bu işlem, hasta korkulan yerde uzun süre durursa alışma ve korkunu azalması ile sonuçlanır. Tedaviye istekli ve uyumlu olan bir bireyde birkaç seansta önemli bir ilerleme kaydedilebilir. Şişli Terapi Enstitüsü uzman kadrosu ile klostrofobi tedavisinde sizlere yardımcı olmak isteriz.
Daha Fazlası İçin
Aşağıda bulunan videodan klostrofibinin semptomları hakkında bildi edinebilirsiniz.