Depersonalizasyon | Derealizasyon

Depersonalizasyon | Derealizasyon

Depersonalizasyon- Derealizasyon Nedir? | Neden Ortaya Çıkar? |Depersonalizasyon- Derealizasyon Belirtileri Nelerdir? | Çocuklarda Nasıl Ortaya Çıkar? | Terapi Süreci 

Depersonalizasyon | Derealizasyon Bozukluğu Nedir?

Depersonalizasyon/derealizasyon bozukluğu, bireyde sıklıkla veya kalıcı olarak görülen kendine dışarıdan bakıyor olma hissi ile karakterize bir ruhsal hastalıktır. Psikolojik hastalıklar içinde dissosiyatif (ayrışma) bozukluklar altında incelenir. Depersonalizasyon, kişilik dışına çıkma; derealizasyon ise gerçeklik dışına çıkma olarak tanımlanabilir. Depersonalizasyon yaşayan kişiler, kendi bedenlerini, benliklerini dışarıdan bir gözlemci gibi izlediklerini ifade ederler. Bu oldukça korkutucu ve rahatsız edici bir durumdur. Kişiye rüya görüyormuş ya da rüyada yaşıyormuş hissi de verebilir. Bu durum genelde ataklar halinde gelir. Geldiği zaman saatler, günler hatta haftalar boyunca kalabilir fakat ortalama saatler ya da günlerle ölçülecek bir süre yaşanır.

Neden Ortaya Çıkar? 

Çeşitli travmatik yaşantılar, kazalar, organik hastalıklar, psikiyatrik problemler, alkol-madde kullanımı gibi pek çok durum hatta bazen yalnızca psikolojik ağır stres bile kişilerde geçici süre veya bir iki kez depersonalizasyon veya derealizasyon yaratabilir. Pek çok sağlıklı birey bunu hayatı boyunca en az bir kere deneyimlemektedir. Bu sebeplerle gerçekleşen, kalıcı veya ataklar halinde sık sık seyretmeyen ve kişinin sosyal yaşantısını etkilemeyen depersonalizasyon hissi,  depersonalizasyon bozukluğu olarak adlandırılmaz. Depersonalizasyon/derealizasyon bozukluğu kadın ve erkeklerde eşit oranda seyreder ve genellikle 16-17 yaş civarı geç ergenlik döneminde ilk belirtilerini gösterir. 25 yaştan sonra ilk kez belirti verme olasılığı ciddi miktarda azalır. Bu açıdan çocuklar ve yetişkinlerin büyük bir kısmı hastalık için risk grubu değildir. Depersonalizasyon bozukluğunun altında yatan sebepler henüz tam aydınlatılmamıştır. Fakat bazı psikolojik ekollere  göre bu bireyin kendi dürtülerine karşı geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Problem yaşayan bireyler incelendiğinde pek çoğunun geçmişince ciddi travmatik yaşantılara rastlanmaktadır. Bu da nedenlerden biri olabileceği kanısını doğurmuştur. Depersonalizasyon/derealizasyon bozukluğuna eşlik eden en sık ek psikolojik hastalıklar major depresyon ve anksiyete (kaygı) bozukluklarıdır. Kaçıngan, borderline (sınır) ve obsesif-kompülsif kişilik bozukluğu da probleme eklenebilir. Bu durumlar oluşmadan ya da ilerlemeden mümkün olduğunca erken terapiye başlanmalıdır.  

Depersonalizasyon | Derealizasyon Belirtileri Nelerdir? 

Depersonalizasyon/derealizasyon bozukluğunun belirtileri çok tipiktir. Belirtiler her an bireyde bulunmaz, ataklar halinde gelir fakat ataklar haftalar, aylar bile sürebilir. Bu yüzden çoğunlukla rahatsızlık verici düzeyde seyredebilir. Hastalar atak esnasında, delirdiklerini veya inme gibi bir beyin hastalığı ile karşı karşıya kaldıklarını düşünebilir. Depersonalizasyon bozukluğu böyle bir durum değildir. Depersonalizasyon bozukluğu açısından bilinmesi gereken en önemli şeylerden biri, kişinin gerçeklik algısının yok olmadığıdır. Hasta kim olduğunu, nerede olduğunu bilir fakat ortama ve kendine aidiyet hissedemez. Bu açıdan halüsinasyon gibi problemlerden ayrılır. Tipik belirtiler şunlardır:

  • Kendine yabancılaşma ve kendini dışarıdan izleme hissi: ‘Benliğim yok, kim olduğumu biliyorum ama hissetmiyorum’ şeklinde ifade edilebilir.
  • Kişiliği kaybetmiş olma hissi: ‘Hiç kimseyim, ben yokum’.
  • Düşünce ve duygulara yabancılaşma: ‘Hiçbir şey hissetmiyorum, düşüncelerim bana ait gibi gelmiyor’.
  • Duyularda eksiklik/yokluk/ait olmama hissi: Açlık, susama, dokunma gibi temel duyuları farkında olma ama hissedememe.
  • Benliğin ayrışması: Kişinin benliği 2’ye ayrılır ve bir tanesi gözlemci konumundayken bir kısmı normal algılanır.
  • Bulut, sis, duman, balon gibi bir şeyin içinde hissetme: Dünyaya uzaktan, camın ardından veya bulanık bakma.
  • Rüyada veya sarhoş hissetme.
  • Görme ve algılamada bozulma: Çevredeki eşyaları, bireyleri olduğundan büyük, küçük, geniş, düz, kısıtlı gibi çeşitli şekillerde farklı algılama.
  • Duyma ve ses algılamada bozulma: Çevrenin sesinin kapatıldığını hissetme, sessizlik, tünelden geçme hissi.
  • Hatıra ve geçmiş yaşantıların kendine ait olmadığını hissetme: Yabancılık çekme.

Çocuklarda Depersonalizasyon 

Depersonalizasyon ve derealizasyon bozukluğu çocuklarda oldukça nadir görülür. Genellikle geç ergenlik döneminde başlayan psikolojik bir bozukluktur. Çocuklukta görüldüğü takdirde orta çocukluk döneminde (ergenlik öncesi) görülür. Çocuklar doğal olarak belirtileri anlatmakta zorluk çekebilir. Bu yüzden ailenin fark etmesi güç olabilir. Fakat fark edilebilen durumlarda zaman kaybetmeden uzman bir çocuk-ergen terapistine başvurulması gerekir.

Depersonalizasyon | Şişli Terapi Enstitüsü | Beşiktaş | Psikolog Terapi Süreci 

Depersonalizasyon/derealizasyon bozukluğu tedavisi  genel olarak psikoterapi ve gerekli durumlarda ilaçlar üzerine kurulu olup bir rutini yoktur. Hastaya göre özelleştirilir. Problem yaşayan bireyler bilmelidir ki; hayatı ciddi etkileyen, fonksiyonelliği düşüren, sosyal ilişkileri zorlaştıran bir hastalık olsa da yönetilebilir ve tedavi edilebilir. Tedavisiz kalma durumunda kişi hastalık yönetimi ve görülmesi olası belirtiler konusunda da bilinçsiz olacağı için yaşayacağı psikolojik yıpranma ve stres çok daha yoğun olacaktır. Psiko-dinamik Terapide depersonalizasyon yaşayan birey ile kopmak istediği çatışmalar ve negatif duygular detaylı olarak çalışılır. O an içinde olup bitenler, düşünceleri, yaşadıkları, anlık olarak tanımlanır ve bireyin gerçeklikten kopma duygusunu anlaması ve tanıması amacıyla tüm nedenler ayrı ayrı belirlenir. Şişli Terapi Enstitüsü olarak bu konuda uzman kadromuz ile psikolojik destek sağlıyoruz. Bizlere ulaşabileceğiniz telefon numaralarımız: 02123470020 | 05523470020

Powered by Froala Editor

Paylaş