Çocuk Gelişimi Nedir?

Çocuk gelişimi, bir çocuğun zaman içinde değiştiği süreç olarak tanımlanabilir. Döllenmeden bireyin tam işlevli bir yetişkin haline gelmesine kadar geçen tüm dönemi kapsar. Bu, tam bağımlılıktan tam bağımsızlığa giden bir yolculuktur.

Çocuk gelişimi, fiziksel büyümenin yanı sıra analitik düşünme, dil, duygusal ve sosyal gelişimi içerir. Bu yönler genellikle ayrı ayrı düşünülse de gerçekte her biri diğerlerini etkiler. Örneğin, beyin fiziksel olarak geliştikçe analitik düşünme kapasitesi de artar. Bu da bir çocuğun sosyal dünyasını daha eksiksiz keşfetmesine, ona karşı duygusal tepkilerini ve onu tanımlamak için gereken dili geliştirmesine olanak tanır.

Çocuk Neden Sorun Yaşar?

Çocuğun gelişimi bir dizi faktörden etkilenebilir. Bunlar, çocuğun doğuştan gelen veya aile, toplum, ekonomi, sağlık ve kültür gibi dış etkileri içerir. Büyüme ve gelişme, çocuğun beslenmesi, duygusal doyumu, ebeveynlik tarzları, eğitimi ve akranlarıyla etkileşimi ile doğrudan ilişkilidir. İlişkili olunan bu faktörlerden herhangi birinde sorun yaşandığında çocuk bu durumdan fiziksel veya ruhsal olarak etkilenebilir.

Çocuklar, yetişkinler gibi kendilerini ifade edebilecek güçte değillerdir, dolasıyla yaşanılan olumsuz deneyimi daha farklı şekilde dışa vururlar. Örneğin, alt ıslatma, iştah kesilmesi ya da aşırı iştah, uyumakta zorluk, karın ağrısı, baş ağrısı, cilt döküntüleri, egzama ya da saç kaybı vb. gibi bedensel olarak sinyaller verebilirler. Bedenden farklı olarak davranışları ile öfke patlamaları, hırçınlık, fiziksel şiddet, takıntı ve tikler, içe kapanma ve sessizlik, aşırı hareketlilik, konuşmama (mutizm), öğrenme zorlukları, dikkatsizlik vb. gibi sinyaller verebilirler. Çocuğun verdiği bu sinyallerin takibi problemin tanımlanması için çok önemlidir. Çocuklar tarafından verilen bedensel veya davranışsal sinyallerin altında yaşadıkları ve ifade etmekte zorlandıkları duygular gizlidir. Örneğin, bir çocuğun altını ıslatmasının psikolojik nedeni baskıcı ebeveyn tutumu veya kardeş kıskançlığı olabilir. Bu tür sinyallerin altında organik nedenler dışında gizlenen duyguların psikolojik etkileri mutlaka düşünülmeli ve araştırılmalıdır.

Hayatın akışı içerisinde birçok faktörden etkilenen çocukların sorun yaşaması olağan bir durumdur. Bu nedenle çocukların yaşadıkları sorunlarda bu bilinçle karşılandığında ebeveynlerin veya bakım verenlerin içinde bulundukları durumu anlamlandırması daha kolay hale gelir. Her çocuk sorun yaşayabilir önemli olan sorunun neden kaynaklanabileceğini araştırmak için aksiyona geçebilmektir. Ailelerin veya bakım verenlerin çocukları için en uygun terapi seçenekleri belirlemeleri ve bu süreçte çocuklarına destek olmaları çocuğun gelişimi ve tedavisi için oldukça büyük bir etkiye sahiptir.

Çocuk Psikoterapisi Nedir?

Çocuk terapisi genel olarak, çocuğun sosyal işlevlerinin olumsuz etkilendiği (kendilik algısı, okul başarısı, akran ilişkileri, aile ilişkileri vb.), fiziksel ihtiyaçlarının düzeninin bozulduğu (iştah, uyku, tuvalet becerisi vs.) durumlarda; kimi zaman psikosomatik (bedensel) yakınmalarla kimi zamansa davranışsal değişimler ya da duygusal patlamalarla kendini ifade eden hatta aslında yardım çağrısında bulunan çocuğun yaşadığı ruhsal zorluğu anlamaya ve iyileştirmeye yönelik aile ve uzman işbirliğinde gerçekleşen çalışmalardır.

İş birliğine bazen okul ve bakım veren diğer kişiler de dahil edilir. Çocuk terapisi, yetişkin terapisinden farklı olarak aslında bir takım çalışması gibidir. Aile, okul ve terapistten oluşan bu takım çocuğa duygusal zorluklarını aşmasına yardımcı olacak güven ve desteği verir.

Çocuk terapistleri çocukla çalışırken çoğunlukla oyun, hikâye, etkinlik gibi araçlardan destek alır. Bunun sebebi çocukların duygularına ulaşmanın yetişkinlere göre zorlukları ve kısıtlılıkları olmasıdır. Çünkü çocuklar, henüz kendilerini anlatacak yeterli kelime dağarcığına sahip değildir; somut işlemleme döneminde oldukları için dokundukları, duydukları, gördükleri somut malzemelere ihtiyaç duyarlar, daha çok şimdiye odaklıdırlar geçmiş ya da gelecekle ilgi duygu ve anılarını ziyaret etmek için hatırlatıcılara ihtiyaç duyarlar.

Çocuk terapisti aldığı eğitimin köklerinin dayandığı kuramsal ekole göre farklı yaklaşımlarla durumu anlamayı ve iyileştirmeyi hedefleyebilir. Yaklaşımlardan daha direktif olanı çocuğa ve aileye çeşitli etkinlik ve ödevler verilerek gerçekleştirilir. Diğer bir yaklaşım ise hızlı şekilde, problem durumunu kısa yoldan çözmeyi hedefler. Daha derin bir çalışmayı gerektiren yaklaşım da ise sorunun temeline inip tekrar nüks etmeyi engellemek; aileye ise benzer durumlarda ihtiyaç duyacakları empati, çözüm becerisi ve farkındalığı kazandırmayı hedefler. Bilişsel-davranışçı terapi, psikanalitik terapi, çözüm odaklı terapi vb. farklı terapötik yaklaşımlardan bahsedilebilir.

Ne Zaman Terapiste Başvurulur? Terapinin Sistematik İlerleyişi Nasıl olur?

Duygusal olarak zorlu ya da stresli bir dönem geçirdiklerinde, sahip oldukları baş etme becerileri ya da sosyal destek mekanizmaları yeterli gelmiyorsa çocuklar yardıma ihtiyaç duyduklarını çeşitli sinyallerle haber verir.

Bunların bazıları beden üzerinden verilen sinyallerdir:

  • Alt ıslatma
  • İştah kesilmesi ya da aşırı iştah
  • Uyumakta zorluk
  • Karın ağrısı, baş ağrısı
  • Cilt döküntüleri, egzama ya da saç kaybı vb.

Bazıları ise davranış üzerinden verilen sinyallerdir:

  • Öfke patlamaları
  • Hırçınlık, fiziksel şiddet
  • Takıntı ve tikler
  • İçe kapanma ve sessizlik
  • Aşırı hareketlilik ve uyarılmışlık hali
  • Konuşmama (mutizm)
  • Öğrenme zorlukları, dikkatsizlik vb

Bazen aile bazense öğretmenler bu sinyalleri farkedecektir. Bazen bu sinyaller mekana ve duruma özgü ortaya çıkabilir. (sadece okulda konuşmama, sadece evde hırçınlık) Ailenin ya da okulun verdiği destek, çözüme yönelik uygulanan yöntemler sonuç vermediğinde, bu sinyaller bir aydan uzun sürüyor ise o zaman bir çocuk psikoloğundan yardım almanın vakti gelmiş demektir. Bazı durumlarda aile çocukla ilgili yaşadığı duygulardan ya da kendi çocukluk deneyimlerinden dolayı sağlıklı yaklaşım göstermekte zorlanabilir. Bu durumda çocuk psikoloğu durumu anlayan, aile ve çocuk açısından anlamını arayan ve objektif bakan dışardan bir göz olacaktır.

Terapinin Sistematik ilerleyişi

Aile çocuğu ile ilgili destek ihtiyacıyla başvurduğunda telefonda aile ve çocuğun birlikte görüleceği ilk görüşme planlanır. Bazı istisnai durumlarda ilk görüşmede ebeveynler yalnız olarak görülebilir (Çocuğa henüz açıklanmamış boşanma kararı vb.) ya da ebeveynlerden yalnızca biri görüşmeye gelebilir. Bu görüşmede terapist, çocuğun gelişim öyküsünü ve ailenin destek almaya gelinceye kadar başından geçenleri öğrenme, anne-baba ve çocuğun ilişkisini gözlemleme, çocuğun ilk kez karşılaştığı terapiste yaklaşımını gözlemleme fırsatı bulunur. Görüşmelerin kuralları ve koşulları bu ilk görüşmede konuşulur. Daha sonra çocuğun yalnız görüleceği ve anne-babanın yalnız görüleceği diğer seanslar yapılır. Bu süreçte gerekirse okuldan ve öğretmenden de gözlemleri için bilgi istenir. Yine terapist gerekli görürse bazı psikolojik ya da bilişsel testler isteyebilir.

Bunlar tamamlandığında değerlendirme süreci de tamamlanmış olur. Baş başa yapılan ebeveyn görüşmesinde, ebeveynlerin düşünceleri, beklentileri ve psikoloğun gözlemleri konuşulur. Bazı durumlarda problemi ortaya koymak bile iyileşmeye yardımcı olur, gelişmeleri görmek için zamana bırakma kararı alınabilir. Her başvuru terapi kararıyla sonlanmaz. Bazı durumlarda düzenli bir terapi çalışmasına başlama kararı alınır.

Terapi süreci çocukla baş başa görüşülen seanslar ve anne-babayla belli aralıklarla yapılan değerlendirme seansları gerçekleştirilerek devam edilir. Çocuğun oyunlarının çeşitlenmesi, kurduğu ilişkilerin değişmesi, gelişiminin ilerlemesi, anne babanın pozitif geri bildirimleri gibi iyileşmeye işaret eden bazı sinyaller bir araya geldiğinde terminasyon yani sonlandırma süreci planlanır. Görüşme sıklığı uzatılır bir süre takipte kalınır ve sonrasında çocukla vedalaşılır. Ayrılırken çocuğun terapistle vedalaşma fırsatı bulması çok önemlidir. Çünkü duygusal bağ kurduğu terapistinin bir anda habersizce hayatından çıkması ruhsal olarak yaralayıcı bir etki bırakabilir.

Terapist Seçiminde Nelere Dikkat Edilmeli?

Çocuk terapistinizi seçerken, mesleğinde yetkin olması öncelikli olarak çok önemlidir. Psikoloji Lisansı ve Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamış ve çocuklarla ilgili terapi eğitimi almış kişiler çocuk terapisi uygulamasına hak kazanır. Fakat ülkemizde gerekli yasal düzenlemeler henüz yapılmadığı için psikoloji alanında eğitim görmemiş kişiler de kısa süreli bir terapi eğitimi ya da bilgilendirici giriş modülü alarak sözde terapi yapabilmektedir. Psikoloji temelli olmayan birinin bu uygulamaları yapması daha çok ruhsal zarar verebileceğinden çok risklidir.

Bunun dışında ilk görüşmelerde terapistle ilgili olumlu bir intibaya sahip olmanız, güven duymanız ve terapistin çalışma koşullarını kendinize uygun bulmanız çok önemlidir. Çünkü sağlam bir terapötik ittifak kurulamadığında, danışan yeterli güvene ya da inanca sahip olamadığında süreçten yeterince fayda göremeyecektir. Fakat bu koşullar sağlandığında çok güçlü ve kolay kolay zedelenmeyecek çok değerli ve iyileştirici bir ilişkinin temelleri atılmış olacaktır. Danışan da çocuk terapisti de yeterli motivasyona ve çalışma azmine sahip olacak ve bu durumda olumlu değişimler kaçınılmaz olacaktır.

Terapistlerimiz