Öfke Yönetimi

Öfke Yönetimi

Öfke Nedir? | Kadınlar Neden öfkelenir? | Psikolog ve Terapistlere Göre Öfke Nasıl Yönlendirilir? | Öfkemizi Yanlış Yönlendirirsek Nelerle Karşılaşırız? | 

Öfke Savaşı 

Psikolog ve terapistlere göre öfke bir işarettir, hem de önemli bir işaret. Öfkemiz incindiğimizi, haklarımızın ihlal edildiğini, gereksinimlerimizin ya da isteklerimizin doğru bir şekilde karşılanmadığını ya da sadece, işlerin yolunda gitmediğini gösteren bir ileti olabilir. Öfkemiz yaşamımızdaki duygusal bir sorunu ihmal ettiğimizi ya da  ilişkimizde kendimizden -inanç, değer, arzu ya da hırslarımızdan- çok şey feda ettiğimizi gösterebilir. Öfkemiz, başa çıkabileceğimizden çok daha fazlasının yaptığımızı ya da verdiğimizi gösteren bir işaret olabilir. Ya da öfkemiz başkalarının bizim için, kendi gelişimimiz ya da yeterliliğimiz pahasına çok fazla şey yaptıklarına dair bir uyarı olabilir. Tıpkı fiziksel acının elimizi sobadan çekmemizi gerektirdiği gibi, öfkemizin getirdiği acı da benliğimizin bütünlüğünü korur. Öfkemiz bizi, başkalarının hakkımızdaki tanımlama şekline “hayır” ve kendi benliğimizin isteklerine “evet” demeye yönlendirebilir. Öfke Yönetimi | Şişli Terapi Enstitüsü | Beşiktaş | Psikolog Oysa kadınların öfkelerinin bilincine varmaları ve öfkelerini ifade etmeleri hep engellenmiştir. Hepimiz şeker ve baharat karışımıyız. Bizler besleyici, yatıştırıcı, uzlaşmacı kişiler ve devrilmek üzere olan gemilerin kurtarıcılarıyız. Dünyayı hoşnut etmek, korumak ve yatıştırmak bizim görevimiz. Psikolog ve terapistlere göre tüm hayatımız buna bağlıymış gibi, ilişkilerimizi korumaya çalışırız. Erkeklere duydukları öfkeyi açıkça ifade eden kadınlara kuşkuyla bakılır. Toplum hepimize hoşgörü gösterse bile, “şu öfkeli kadınların” hepimizi çılgına çevirdiklerini biliriz. Erkek kahramanlar inançları için savaşabilir, hatta ölebilirler; kadınlar içinse, kendi hakları adına kansız ve insancıl bir devrim yapmak bile lanetlenmeye yeter. Öfkemizden sadece başkalarının bizi onaylamasına yol açtığı için değil, aynı zamanda değişimin gerekli olduğunu gösterdiği için korkmayı öğreniyoruz. Hatta kendimize, öfke deneyimimizi engellemeye ya da geçersiz kılmaya yönelik sorular soruyoruz: “Öfkemde haklı mıyım?” “Öfkelenmeye hakkım var mı?” “Öfkelenmemin ne yararı olacak?” “Ne işe yarayacak?” Bu sorular kendimizi susturmamıza ya da öfkemizi bastırmamıza yol açabiliyor.

Öfke Yanlış Yönlendirilse

Bildik öfke yöntemi, yöntemleri işe yaramıyorsa, büyük olasılıkla aşağıdaki 2 kategoriden birini uygulamaya başlarız: “iyi kız” kategorisinde ne pahasına olursa olsun, öfkeden ve çatışmadan kaçınmaya çalışırız. “Şirret” kategorisindeyse kolayca öfkelenmekle birlikte, etkin olmayan ve yapıcı bir çözüme ulaştırılmayan kavga, yakınma ve suçlamalara girişiriz.  Bu iki öfke yönetimi türü birbirinden akla kara kadar ayrı görülebilir. Oysa her ikisi de başkalarının korumaya, kendi hakkımızda açıklığa kavuşmamıza ve değişimin gerçekleşmemesine neden olur. Şimdi, bunun nasıl olduğunu görelim:

“İyi Kız” Sendromu

Gerçekte öfke ya da tepki uyandıran durumlarda sessiz kalırız; ya da gözyaşlarına boğulur, kendimizi suçlar veya öfkemizi saklarız. Ama sakladığımız yalnızca öfkemiz değildir; ayrıca, açıklığın diğer insanı huzursuz edeceğinden, ya da aramızdaki farkları ortaya çıkaracağından kuşkulanırsak, düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz hakkında açıkça konuşmaktan da kaçınırız. Bu şekilde davrandığımızda birincil enerjimizi, başka bir insanı korumaya ve açık bir benlik tanımlayamama pahasına, ilişkimizdeki uyumu korumaya yöneltmiş oluruz. Diğer insanların tepkilerini okumak ve tekneyi sallamamak için çok fazla çaba göstermemiz yüzünden kendi benliğimiz hakkında açıklığımızı yitirebilir ve kendi düşüncelerimizden habersiz kalabiliriz. Bu şekilde “iyi” davranmaya devam ettikçe içimizde bir öfke ve hiddet deposu oluşur. Yaşamımız pes etmekten ve idare etmekten ibaret kaldığında, başka insanların duygu ve tepkilerinin sorumluluğunu yüklediğimizde, kendi gelişimimizi sürdürmek ve kendi yaşamlarımıza nitelik kazandırmak şeklinde asıl sorumluluğumuzu feda ettiğimizde, ilişkiyi sürdürmek benlik sahibi olmaktan daha önemliymiş gibi davrandığımızda, öfke kaçınılmaz olacaktır.

“Şirret Kadın” Sendromu

Öfke Yönetimi | Şişli Terapi Enstitüsü | Beşiktaş | Psikolog Psikolog ve terapistlere göre aramızdaki şirretler öfkelenmekten ya da farklılıklarını belirtmekten çekinmezler. Öfkemizi verimsiz bir şekilde açığa vurduğumuzda, sonu olmayan ve bizi aşağı doğru iten bir davranış döngüsüne sıkışıp kalabiliriz. Öfkelenmemize yol açan bir şey olmasına rağmen, şikayetlerimizi açıkça dile getiremezsek, diğerlerinin sempatilerini kazanmak yerine, anlayışsızlıkla karşılaşabiliriz. Bu da öfkemizi ve haksızlığa uğramışlık duygumuzu artırmaktan başka bir işe yaramaz; gerçek sorunlar ise hala tanımlanmamış olur. İşin daha da kötüsü, kadın öfkesinden korkan erkeklerin ya da kendi öfkelerinden kaçınmaz isteyen kadınların günah keçisi haline gelebiliriz.    

Paylaş